FORGOT YOUR DETAILS?

CREATE ACCOUNT

Blog

Dans, Ben ve Gözden Geçirilmiş İlişkimiz

Küçükken evin içinde müzikler açıp klip çeker gibi dans etmeyi severdim. O zamanlar CD arşivleri pek kıymetliydi. Radyoların ya da tv müzik kanallarının sevdiğimiz şarkıları öyle her istediğimiz zaman çalmıyor oluşundan olsa gerek…

Hele ki bir sürü karışık CD’leriniz varsa off… tam hayalleri süsleyen bir zenginlikti bu benim gözümde! Düşünsenize tüm sevdiğiniz şarkılar art arda çalıyor ve siz istediğiniz kadar dans edebiliyorsunuz, ne büyük zenginlik! 6 yaşındaki Selin için tabi ki:)

Yemek masasının üzeri bir sahne, evin perdelerinin arkası da bir kulis olabilir pekala! Kostüm ise en eğlenceli kısım, annenin şallarını al, dolaya dolaya ister elbise yap, ister etek, ister pelerin! Ya da al eline, hareketlerine eşlik etsin... Bir de makyaj olayı var tabi, olmazsa olmaz=)

İster salonun kapısını kapatır, orayı gizli bir klip setine dönüştürürsün. İstersen de ev ahalisini kendine seyirci yapar hünerlerini onlara sergilersin. Eğlenirsin ve mutlusundur; çünkü sevdiğin şeyi yaparsın ve kendini ifade edersin, dahası var mı!

Kelimelere ne gerek var… Mükemmel ya da doğru olmaya ne gerek var… Tek hatırladığın mutlu ve özgür olduğundur, enerjini doyasıya attığın ve aynı zamanda doyasıya enerjiyle dolduğundur…

O zamanlar bir şeyler performe etmeyi seviyordum, şimdi de seviyorum. Peki ama sevdiğiniz şey sizin hayatta kalma aracınız haline dönüştüğünde ne olur?

Performans psikologları bu durumu bir ‘’peşin tercih’’ olarak tanımlar. Küçüklükten beri profesyonelleşme yolunda ilerleyen birçok sporcu ve sanatçı bu durumu yaşar:

Küçük bir çocuk üstün olduğu bir beceri keşfettiğinde, keşfetmeyi bırakması muhtemeldir ve bu da kendiyle ilgili keşfedilesi diğer olasılıkların önünü kapatır. Seçtiği bu beceri bütün kimliği haline gelir ve böylelikle de kim olduğuna veya olabileceğine dair birçok başka yönü dışlamış olur.

Çocuk büyüdükçe, bu severek yaptığı aktiviteyi gerçekleştirdiğinde, beyninin hayatta kalmaktan sorumlu kısımları da aktive olur; çünkü kimliğinin hayatta kalması artık bu aktiviteye bağlıdır.

Bu aktivite benim için danstı tabi ki. Dansta yetenekli olduğumu küçük yaşlarda keşfettim ve onun etrafında bir kimlik oluşturdum. Bu kötü bir şey değil elbette. Profesyonel bir dansçı olmak, aşırı rekabetçi bir alanın içinde var olmak ve ilerlemek adına yüksek özveri ve bir "tünel vizyonu" ile yol almayı gerektirir.

Ancak bu seçim, ileriki dönemde yaşanan bir aksilikte, sakatlıkta, işe alınmama durumunda yankısını kuvvetle hissettirir.

Öngörülemeyen bir durum yüzünden dans edemiyorsam, kimim o zaman ben?

İşte asıl performans ideal koşullar kaybedildiğinde başlar! İdeal koşullar bu ilişkinin canım cicim ayları gibidir, o koşulları ortadan kaldıran bir durum patlak verdiğinde ise kriz başlar. Kimlik krizi!

Bu durum seçmelerde, rutin derslerde ve performanslarda üzerinize daha da ağır bir yük bindirir. Hareket alanınızı kısıtlar, sıkıştırır, özgürlüğünüzden alıkoyar sizi. Bu da layıkıyla yapabilmek için sayısız fedakarlıkta bulunduğunuz şeyden uzaklaştırır sizi…

Peki daha sağlıklı ve dengeli bir şekilde başarılı bir dansçı olmanın bir yolu var mıdır?

Performans psikologları, bir alanda mükemmel olduğumuzu düşünsek bile kendimizi sadece tek bir şeyle özdeşleştirmemenin yollarını aramayı öneriyor.

Kim olduğumuz, kendimizi adadığımız ya da halihazırda elde ettiğimiz şeylerle tanımlanmaz. Bizi biz yapan, bizi bir bütün yapan birçok farklı parçacık barındırırız içimizde.

Kim olduğumuzu bu farklı parçacıklarla tanıştıkça keşfederiz ve bu bir yolculuktur, varılan bir nokta değil… Fırsatlar bitmez, tercihler bitmez ve değişim de bitmez. En güzel keyif de o değişimi fark edebilmek ve tadına vara vara yaşabilmek!

Dansçı, sporcu, öğretmen, doktor, mühendis fark etmez, nasıl bir kariyere sahip olursak olalım bu yüzde yüz özdeşleşme halinden sıyrılmamız ve arayışa devam etmemiz mümkün.

Peki nasıl?

Hadi birkaç yönteme bakalım birlikte!

Keşfetmeye Devam

Yapılabilecek yeni aktiviteler bulmak yöntemlerden bir tanesi. Kendinizi yaparken asla hayal edemeyeceğiniz aktiviteleri bile deneyebilirsiniz. Her şeyde mükemmel derecede iyi olmak zorunda değiliz. Yeni şeyler öğrenmek, yaşama sevincimizin ana gıdalarından merak duygusunu aktif tutar.

Ve hiçbir fikrinizin olmadığı alanları keşfettiğinizde; bir insan olarak sizin ve o devasa dertlerinizin aslında ne kadar da küçük olduğunun fark eder, bütünün içinde bütünleyici bir parça olarak var olma huzurunu da keşfetmiş olursunuz.

Kendinizi Sıfıra İndirgeyin

Gandhi’nin de dediği gibi: ,,Kendinizi sıfıra indirgediğinizde, gücünüz yenilmez hale gelir.’’

Burada sıfıra indirgenen; koşullanmış zihnimizin alışageldiği kendimiz ve onunla özdeşleştirdiğimiz etiketlerimiz. Meditasyon, bunu deneyimlemenin yollarından bir tanesi.

Tüm koşullanmaları sırtlanmış benliğimizden daha derinlerdeki özümüze bir yolculuk diyebiliriz buna.

Bu pratiğe devam ettikçe bir süre sonra kim olduğumuzu, ne olduğumuzu tanımlamaya çalışmak yerine her şeyin bir parçası olduğumuzu hissetmeye başlarız. Bir şeyler ‘’yapmış olmaya’’ değil; sadece ve sadece burada ‘’olmaya’’ odaklanırız.

İçinizdeki Çocuk Yaşasın!

Her ne kadar aradan yıllar geçmiş de olsa, bir zamanlar heyecanla dans ettiğim o müzikler yine çalsa yine heyecanlanırım.

Eminim ki sizin de tek derdinizin dünyayı tanımak olduğu, fatura ödemek zorunda olmadığınız zamanlardan hatırladığınız, sizi o anın içine çeken meraklarınız, uğraşlarınız vardır. Onlarla meşgul olduğunuz zamanlardaki his var ya, arada bir çağırın, kendinize hatırlattırın o hissi. E sonra da kendinizi yüzünüzde şöyle tatlı bir gülümsemeyle yakalarsanız beni anarsınız:)

Peki sizin kendinizi dengeleme yöntemleriniz neler? Yorumlara bekliyorum, buyrun gelin:)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Selin Erkek

Bloguma hoş geldiniz! Picta’ya, sağlıklı yaşama, hareket ve dansa dair merak ettiğiniz her şey için sizlere özel hazırladığımız bilgilendirici içeriklerimizi takipte kalın! Aklınıza takılan sorular için bana yazabilirsiniz. Hem faydalı hem de eğlenceli içeriklerimiz içinse sosyal medya hesaplarımızı takip etmeyi unutmayın!

6 Adımda Mükemmel Bale Topuzu

6 Adımda Mükemmel Bale Topuzu

Tagged under: , , ,
Çocuklar İlk Bale Dersinde Ne Giymeli?
Tagged under: , ,

İLETİŞİM

PICTA STORE

Cumhuriyet Mah. Sahilyolu Sok
6B-1.Blok / 1 41100 Kocaeli Türkiye

E-MAIL

info@pictastore.com.tr

TOP